Doğduğu andan itibaren anne ve babasının göz bebeği olan bebekler; büyük bir emek, dikkat ve özenle büyüyor. Onların sıhhatli gelişimi için her adımda titizlik gerekiyor. Bebek sağlığı bir tüm. Almış olduğu besin, anne ilgisi, organik ürünler, temiz hava, temiz ortam, güneş enerjisi, rahat uyku… Tamamı miniklerin sağlıkla gelişmesini, büyümesini etkileyen faktörler içinde.
Daha doğum öncesinde başlamış olan hazırlıklar doğumla birlikte yerini artan bir telaşa bırakıyor: Bebek için her şeyin en iyisini almak, en iyisini yapmak. Onun her ihtiyacını en sıhhatli koşullarda yerine getirmek. Küçük oyuncaklarından giysilerine, emziğine, biberonuna kadar her şeyin sıhhatli olması. Doğal bebek için en uygun yatağı bulmak da bu gereksinimler içinde. Bilhassa annelerin titizliğini gözeten Yatak Bedding, bebekler için özenle tasarlanmış, onların gelişimini destekleyen en güzel bebek yataklarını ve bebek karyolalarını sunuyor.
Günün fazlaca büyük bir kısmını uyuyarak yatağında geçiren yenidoğan bebekler, almış olduğu her deliksiz, refah dolu uykuyla birazcık daha gelişip büyüyor. Yatak Bedding’in bebek yatağı ve bebek karyolası bebeklere en iyisini sunma görevini eksiksiz yerine getiriyor. Yatak bebek yatakları ilk olarak bebeğin narin bedenini sakınan, gelişimini kolaylaştıran ve onu rahat ettiren özellikler taşıyor. Hususi olarak üretilen yay sistemi bebek bedeninin kemik ve omurga yapısı ile kolayca uyum sağlıyor. Bebeğin yatak zemini ile kuş tüyü hafifliğinde buluşmasını garantiliyor. Yatak bebek yataklarının hususi süngerleri ise pek fazlaca özelliği bir araya getiriyor. Onun narin bedeni için en doğru yumuşaklığı temin ediyor. Organik, hijyenik, gözenekli yapısı yardımıyla nefes alıyor ve bebek bedeninin terlemesini, hastalık duymasını engelliyor. Bebek omurgasını en uygun şekilde destekleyen Yatak Bedding bebek yatakları, bebeğin uykusunun bölünmesini en aza indiriyor, uyku sürelerini uzatıyor. Saatlerce miniklere keyifli uykular yaşatıyor. Mikrop ve bakteri yerleşimine izin vermeyen hijyenik yatak dokusu, Yatak Bedding bebek yataklarının bir öteki mühim özeliği. Bebek haftalar, aylar içinde gelişirken pamuksu bir rahatlık sunuyor.
Yatak Bedding bebek karyolaları ise gene yenidoğan çağından çocukluk çağına kadar bebekler için güvenle kullanılabilen hususi bir ürün. Yatak bebek yataklarının sağlamış olduğu konfor ve sağlığı Yatak bebek karyolası tamamlıyor. Bebeğinizin siz yanında değilken dahi yatağında güvenle uyumasını elde eden Yatak Bedding bebek karyolası, yatağın etrafını çepeçevre kuşatıyor. Sağlam, dayanıklı, kaliteli ve bir o denli da sıhhatli malzemesi yardımıyla Yatak bebek yatağının sağlamış olduğu rahatlığı adeta koruyucu bir kalkan şeklinde taçlandırıyor.
Annelerin özene bezene hazırladığı bebek odalarında kalitesi ve şıklığı ile göz dolduruyor. Bebekler büyüdükçe uyku saatleri giderek kısalsa da iyi bir uykuya olan gereksinimleri asla bitmiyor. Uyku haricinde geçirdikleri dönemin standardını de uyku derinlikleri ve süreleri belirliyor. Kesintisiz, rahat uyumak bebeğin keyfine, gülücüklerine yansıyor. Onun sağlığında bu denli mühim yeri olan uyku, Yatak’ın bebek yatakları ve karyolaları ile hak etmiş olduğu kıymeti buluyor.
Evinizin yeni ve sempatik bireyini karşılamaya hazırlanıyorsanız onun için doğru seçimler yapma zamanı geliyor anlama gelir. Kucağınızdan sonrasında bebeğinizin en rahat hissedeceği yer kuşkusuz yatağı olmalı. Yatak Bedding bu mevzuda size ideal çözümleri sunuyor. Ona merhaba demeden ilkin gereksinimlerini en sıhhatli ürünlerle temin etmelisiniz. Yatak bebek yatağı ve bebek karyolası, bebeğinizle hayatınızın en güzel günlerini geçirmenize destek olmak için var. Şimdiden yatak ve karyolaların özelliklerini, seçeneklerini inceleyebilir, kararınızı verebilirsiniz. Bebeğinizin kesintisiz uykularla, keyifle, rahat ve tatlı rüyalarla büyümesini sağlayabilirsiniz. Yatak ürünleri anneliğinizi en güzel halde yaşamanız için sizi bekliyor.
Eğer oturma odanızda devamlı stresliyseniz ya da yatak odanızda uykuya dalmakta zorlanıyorsanız size iyi bir haberimiz var: Hepsi odanızın duvar rengiyle ilgili olabilir!
Renklerin ruhsal tesirleri birçok bilimsel araştırmayla kanıtlanmış durumda. Hatta oda duvarlarında kullandığınız renkler psikolojinizi etkiliyor olabilir! Örneğin evinizin girişinde açık gri renkte olması evinize, size ve misafirlerinize rahatlık verecektir.
Peki hangi odada hangi rengi kullanmalısınız?
İşte evinizde size rahatlık ve sakinlik vaat eden renkler…
Eğer sakin bir ev yaşamı hayal ediyorsanız, evinizin girişinde açık gri ya da beyaz kullanabilirsiniz. Girişte bu tür renkleri kullanarak, rahat bir ev ortamı yaratabilirsiniz.
Oturma odanızın duvarlarında kullanacağınız mavi renk, size rahatlık verecektir. Sadece keyifli bir oda istiyorsanız odanızın duvarlarını pembe ve turuncuya da boyayabilirsiniz!
Eğer size enerji katan ve canlılık getiren bir mutfak istiyorsanız duvarlarınızda kırmızıyı ne olursa olsun kullanmalısınız. Mutfakta huzurdan yanaysanız mavi ya da mint yeşili tam size nazaran!
Emek verme odanızın duvarlarının bej tonlarında olması hayal dünyanızı da etkileyecektir. Sizin için emek harcama odasında odaklanmak önemliyse bunun için tek bir koşul var odanızın temiz ve tertipli olması!
Yatak odanızda rahat ve duygusal bir hava yaratmak isterseniz gül kurusu tam odanızın duvarlarına nazaran bir renk! Sadece yatak odasında açık renklerden yana değilseniz ve odanızın sofistike görünmesini istiyorsanız koyu gri ya da mavi benzer biçimde renkler kullanabilirsiniz.
Yatıştırıcı bir tesiri olan açık gri rengiyle hem sakinlik yaratabilir hem de SPA tesiri yaratabilirsiniz. Banyoda konfordan yanaysanız sıcak renkler kullanabilirsiniz.
Uykusuzluk ve stres, içinden çıkılamayacak bir döngüye dönüşebilir. Uykusuz kaldığınızda gün içinde daha stresli olmanız, gece uyumanızı zorlaştırarak ertesi gün de aynı sorunları yaşamanıza niçin olabilir. Huffington Post’un kısa sürede yapmış olduğu bir anket gösteriyor ki, uykusuzluk ABD’daki en büyük stres sebepleri içinde yer ediniyor.
Bu aşamada, uykusuzluk problemiyle baş etmek için yogadan yardım almak mümkün. Stres seviyesini azaltmak, kasları esnetmek ve vücudu rahatlatmak, uyumayı kolaylaştırabiliyor. Bilhassa akşam saatlerinde ya da uyumadan ilkin yatakta meydana getirilen egzersizler, uykusuzluk probleminize çözüm olabilir.
İşte uyumanıza destek olabilecek 10 rahat yoga pozu:
1. Kolay öne eğilme (Sukhasana’nın bir varyasyonu)
Her insanın kolaylıkla yapabileceği bu hareket, gece yatmadan ilkin yapmak için oldukça elverişli. Bu pozu kalçanızın altına bir yastık koyarak yapmak, kalça kaslarınızın esnemesine destek olabilir.
2. Ayakta öne eğilme (Uttanasana)
Ayaklarınız birbirinden birkaç santim uzakta olacak şekilde durun ve gövdenizi yere doğru eğin. Bu poz, baş ağrılarına ve uykusuzluğa iyi gelmesinin yanı sıra, Yoga Journal’a nazaran stres seviyenizi azaltmaya da destek oluyor.
Health Yoga Life’ın kurucusu yoga eğitmeni Vyda Bielkus, bu pozu yaparken kaslarınızdaki gerilmeyi rahatlatacak şekilde dizlerinizi kırmayı tavsiye ediyor.
3. Çocuk duruşu (Balasana)
Çocuk duruşu, sakinleşmenize ve vücudunuzun rahatlamasına destek sunar. Bu pozu yapmak için gövdenizi dizlerinize doğru kıvırarak kollarınızı ileri uzatın ve alnınızı yavaşça yere yaslayın.
Bu pozda derin nefes almanın yararlı bulunduğunu belirten Beilkus, başı sağa sola çevirerek alın bölgesine masaj yapmanın gerginliği azaltmaya destek olacağını söylüyor.
4. Saban Pozu (Halasana)
Yoga Journal, daha kolay uykuya dalabilmek için uyumadan ilkin bu pozda 5 dakika kalmayı tavsiye ediyor. Sırt üstü uzanın ve ayaklarınızı başınızın üstünden, yere değecek şekilde uzatın. Elleriniz ile yerden destek alın.
5. Bacaklar duvarda duruş (Viparita Karani)
Bu rahat boz, akşamları rahatlamak ve stres atmak için oldukça elverişli. Bielkus, bu pozda gözleri kapalı bir halde 5 dakika kalmayı öneriyor.
6. Ölü duruşu (Savasana)
Vücudunuzu uyku moduna sokmak için kullanabileceğiniz bu poz, nefesinize yoğunlaşarak günün endişelerinden kurtulmanıza destek oluyor.
7. Omurga burgu pozu (Supta Matsyendrasana)
Omurga burgu pozu, uyumadan ilkin yatağınızda yapmak için oldukça iyi bir tercih. Sırt üstü uzanın ve dizlerinizi biriktirerek yanınıza yatırın. Ellerinizi iki yana açarak destek alın. Birkaç derin nefes aldıktan sonrasında, öteki yöne geçebilirsiniz.
Bu pozun omurgadaki gerginliği azalttığını ve sindirimi kolaylaştırdığını belirten Bielkus, günün gerginliğini atmanıza da destek olacağını belirtiyor.
8. Yarım balık kralı pozu (Ardha Matsyendrasana)
Bundan önceki pozda olduğu benzer biçimde, bu poz da omurgadaki gerilimi azaltmaya ve rahatlamaya destek oluyor. İki dizi de hafifçe kırarak yapılabileceği benzer biçimde, destek bacağın dümdüz uzatılmasıyla da yapılabiliyor.
9. Bağlı açı uzanma duruşu (Supta Baddha Konasana)
Ayak tabanlarınızı birbirine birleştirerek sırt üstü uzanın. Dizlerinizi bir elmas şekli oluşturacak şekilde iki yana açın. Bu poz kalça kaslarınızı gevşetmenize ve vücudunuzun dinlenme moduna girmesine destek olabilir.
10. Sol burun deliğinden nefes alma (Surya Bhedana)
Bu egzersizi bağdaş kurarak ya da sağınıza uzanarak yapabilirsiniz. Sağ burun deliğinizi parmağınızla kapatın ve sol burun deliğinizden 10 kez derin nefes alın.
Uykuya dalamadığında bu egzersizi uyguladığını belirten Bielkus, egzersizin her seferinde oldukca etkili bulunduğunu ve uykuya dalmasını kolaylaştırdığını söylüyor.
Uykusuzluğun En Büyük Dostu: Kahve
Uykusuzluğun gövde ve zihne olan negatif tesirleri biliniyor olsa da bir çok vakit çeşitli nedenlerle uykusuz kalırız. Bu kimi vakit geçmemiz ihtiyaç duyulan mühim bir imtihan kimi vakit da çalıştığımız şirketle ilgili mühim bir dosya olabilir. Bu tip durumlarda çoğu zaman kahve yada çay içmek şeklinde yöntemler uygulanır. Kahve, çay ve kolada bulunan kafein, naturel bir uyarıcıdır. Bu da kısa bir süreliğine de olsa kendinizi zinde, odaklanmış ve uyanık hissetmenizi sağlar. Sadece kafeinin bu uyarıcı tesiri bir çok kez abartılır. Bu sebeple vücut, uykusuz kalmış olduğu her saatin hesabını sizlerden sorar. Doğrusu gece 3 saat uykusuz kalmanız durumunda, gün içinde 3 – 6 saat şeklinde bir uyku döngüsü içinde kendinizi bulabilirsiniz. Gelin, uykusuzluk denince ilk akla gelen içeceklerden birisi olan kahveyi daha yakından tanıyarak kahve ve uyku içinde iyi mi bir ilişki olduğuna beraber bakalım.
Kahve Ve Kafein
Kafein, kahvenin uyarıcı ve zindelik verici olmasını elde eden bir etken maddedir. Bir tür hafifçe uyarıcı olarak malum kafein, kahvede olmasıyla birlikte kakao çekirdeklerinde, çikolatada, çay yapraklarında, enerji içeceklerinde ve çeşitli ilaçlarda bulunur. Kafein, hakkında oldukca fazla sprekülasyon bulunan bir maddedir. Mesela en fazla kahve tüketiminin ABD’de üretildiği sanılır. Sadece en oldukca kahve Finlandiya’da tüketilmektedir. Gene kafein ile ilgili bir başka şaşırtıcı gerçek ise kafeinin en fazla kahvede bulunduğudur. Piyasada Excedrin olarak da malum ağrı kesici – migren ilacının bir tabletinde 65 miligram kafein bulunmaktadır.
Kahve, makul sınırlarda tüketildiğinde oldukça faydalıdır. Günlük yaşamın olmazsa olmaz bir parçası olan kahve, konsantrasyon kabiliyetini arttırır. Gene kahve uzun vadeli tüketimde Alzheimer Hastalığı şeklinde beyin hastalıklarının oluşumunu engelliyor. Metabolizmayı hızlandırıcı, konsantrasyonu arttırıcı ve zindelik verici tesiri herkesçe malum kahve, düşük oranda da olsa bağımlılık yapabilir. Erişkin bir insanoğlunun alması ihtiyaç duyulan kafein miktarı 200 – 400 mg içinde değişmiş olur. Sadece hamile hanımefendilerin günlük 200 mg’den fazla kafein tüketmesi risklidir.
Her şeyin olduğu şeklinde kahvenin (Çay, kola, enerji içeceği şeklinde kafein içeren içeceklerin) aşırı tüketilmesi de çeşitli sıhhat problemlerine yol açabilir. Hatta aşırı kahve içmek ölüm riski dahi meydana getirebilir. Kafein zehirlenmesi olarak da malum hastalık gün içinde 30 yada 50 fincan / kupa kahve içmeniz sonrasında meydana gelen bir sıhhat sorunudur. Aşırı kafein alınması sonucunda ortaya çıkan kafein zehirlenmesi; kusma, terleme, titreme, çarpıntı şeklinde sıhhat şikayetlerine niçin olmaktadır. Kafein kahve yada çeşitli içeceklerden alınan kafeinin uyku kaçırıcı bir tür naturel uyarıcı olduğu bilinmektedir. Vücuda alındıktan 5 – 8 saat kadar vücutta kalan kafein uykusuzluk süresini uzatır ve zindelik verir.
Uyku Ve Kahve
Kahvede yoğun olarak bulunan bir uyarıcı olan kafeinin vücuda alındıktan 5 ile 8 saat içinde atılması bizlere kahvenin uyku kaçırmaması için ne vakit içilmesi gerektiği hakkında oldukca şey söylüyor. Bildiğiniz şeklinde kahve, kola, çay şeklinde yüksek oranda kafein içeren içeceklerin oldukca geç saatte tüketilmesinin uykuyu negatif yönde etkilediğinden söz etmiştik. Kaliteli bir uyku için sağlam bir baza, ortopedik bir yatak, nefes alan yastıklar, yorganve şilteler ne kadar önemliyse, kahve şeklinde kafeinli içeceklerin geç saatlerde tüketilmesi de o aşama önemlidir.
Eğer kaliteli bir uyku süreci istiyorsanız, uykuya dalmadan 5 yada 8 saat öncesinde kahve tüketebilirsiniz. Bu durumda kafein vücuttan su yöntemiyle atılacak ve uykunuzu bölmeyecektir. Kafein sizi tamamen uykusuz kalmanızın yanında uyku sürecinizi de baltalayabilir. Bu tip bir durumda sık sık uykunuzdan uyanırsınız ki bu uyku standardını düşüren unsurlardan bir tanesidir. Bu yüzden -sürekli yine ettiğimiz üzere- gece geç saatlerde yoğun olarak kafein içeren kahve şeklinde içeceklerden uzak durmanızda yarar var.
Gün İçinde Fazlaca Kahve İçmek Uyku Standardını Düşürür Mü?
Kahvenin muhteviyatında bulunan kafein yardımıyla enerji ve zindelik veren bir içecek olması, onu günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline getirir. Uzun vadeli ve makul oranlarda içilen kahve, beynin konsantrasyon becerilerinin artmasına niçin olur. Gün içinde gereğinden fazla kahve içerseniz yüksek oranda su içmeye itina gösterin. Su, kafeinin daha kısa bir zamanda vücuttan atılmasını sağlayacak ve 5 – 8 saat sonrasında daha rahat ve kaliteli bir uyku süreci geçirmenizi elde edecektir.
Fazla kahve içmek pek oldukca sıhhat sorununu bununla beraber getirir. Eğer fazla kahve aldığınız vakit dilimi uyku saatinizden oldukca uzak değilse uykunuz büyük olasılıkla bölünecek ve uyku kaliteniz düşecektir. Bu yüzden kahve keyfini mümkün olmasıyla birlikte öğle saatlerine saklayın. Gece geç saatlerde aşırı oranda içilen kahvenin tesirini kırmak için hem de süt ve süt ürünleri tüketebilirsiniz. Sütte bulunan melatonin, uykunuzun gelmesini sağlayacak ve kafeinin uykunuzu bölmesini engelleyecektir.
Kilo vermek bir fazlaca zor bir süreç. İyi bir gece uykusu çekmiyorsanız, meydan okuma da bir o denli büyük. Peki iyi bir uyku kilo vermek için ne kadar mühim?
Kilo vermek bir fazlaca zor bir süreç. İyi bir gece uykusu çekmiyorsanız, meydan okuma da bir o denli büyük. Yorgunsanız, egzersiz yapmak yada sıhhatli yiyecek hazırlamak için enerjiniz olmayacak. Peki iyi bir uyku kilo vermek için ne kadar mühim?
Bazı yeni emek harcamalar, uykunun daha iyi yiyecek seçimleri yapabilmemiz için mühim bir rol oynadığını gösteriyor. Dolayısıyla, irade gücünüz ve egzersiz yapmak için zamanınız yoksa, kim bilir en iyi yapacağınız şey iyi uyumayı öğrenmek. Bunun sebebi ise açlık hormonu.
Uyku, açlık hormonu düzeylerini azaltabilir
2010 senesinde, bir emek verme ile araştırmacılar insanların daha yüksek düzeyde açlık hormonuna haiz olduklarında, tatlı ve abur cubur yemeye daha istekli olduklarını buldu. Bilim adamı Tony Goldstone, ise mevzu ile ilgili olarak, “Açlık hormonunu engellemek için bir ilaç bulabilirsek, yüksek kalorili gıdalar için istekleri azaltabileceğimizi ve insanların zayıflamasına destek olabiliriz” dedi.
Fakat uyumak hap almaktan daha iyi hissetmez mi? Bir başka emek verme ile uykunun açlık hormonu düzeylerinin azaltılmasında etkili olabileceğini bulunmuş oldu. Louisiana Eyalet Üniversitesi’nden araştırmacılar, uyku ve egzersiz benzer biçimde stres yönetimi tekniklerinin hem açlık düzeylerini hem de onlarla beraber gelen istekleri azaltmaya destek bulunduğunu öne sürüyor.
Yetersiz uyku, daha çok abur cubur yemeye niçin oluyor
Sadece, uyku ve besin alımı arasındaki en kuvvetli bağlantı, Roosevelt Hastanesi ve New York’taki Columbia Üniversitesi araştırmacıları, uykudan yoksun bırakılmış insanların MR taramalarını incelediğinde ortaya çıktı. Araştırmacılar, insanoğlu yeterince uyumadığında, daha çok abur cubur istediklerini keşfettiler.
Kilo vermek için daha iyi iyi mi uyunur?
Çevrenizi değerlendirin
Geceleri tam sekiz saat uyuyamıyorsanız, umutsuzluğa kapılmayın. Miktardan daha mühim olan şey aslen uyku kalitesi. Bir tek sekiz saat süresince uzanmanız sekiz saat uyuduğunuz anlamına gelmiyor.
Daha iyi bir uyku için tavsiyesi, çevrenizde birkaç kolay değişim yapın. Bir televizyondan gelen ışık yada gürültü benzer biçimde dikkat dağıtıcıları en aza indirin.
Bir bilinçaltı dikkat dağınıklığı oluştururken, yatağınızın yanında elektronik eşyaları şarj etmeyin. En iyi uyku duruşuna ulaşmak için yüksek kaliteli bir yatak seçin.
Gece saatlerinde atıştırmayın
Vücudumuzun uykuya doymadığı vakit başka bir halde enerji arıyor: Yiyecek! İnsanlar bitkin olduklarında aşırı yeme eğiliminde oluyor.
Sadece, yatmadan ilkin hakkaten ufak bir atıştırmalık ihtiyacınız var ise, tipik çikolata ikramını geçip yulaf ezmesi benzer biçimde bir karbonhidrat tüketmeniz gerekebilir. Bu yiyecekler sizi daha uzun bir süre doyum edecek.
Uyku alışkanlıklarınıza uyun
Vücudunuza enerji depolamak için uyku döngünüze ehemmiyet gösterin. Bu günlük alışkanlıklarınızı ayarlamak anlamına gelebilir. Mesela, bazı insanoğlu gece geç saatlerde egzersiz yapmanın iyi bir gece uykusuna zarar verdiğini düşünür.
İyi uyumayı öğrenerek sağlığınızın başka yönlerine yatırım yapmak için gereksinim duyduğunuz enerjiyi kazanabilirsiniz. İştahınızın da bu süre içinde azaldığını görebilirsiniz.
Bahar aylarının gelmesiyle beraber havalar ısınırken, tezgahlarda da çeşit çeşit renkli meyveler yer almaya başladı. Uzmanlar, bazı meyvelerin bahar yorgunluğuna iyi geldiğini belirterek bilhassa mevsim geçişlerine bağlı bitkinlik yaşayanların çilek, çağla ve erik benzer biçimde meyveleri tüketmesini öneriyor.
Bahar aylarında bilhassa mevsim geçişlerine bağlı bitkinlik yaşayanlara önerilerde bulunan Diyetisyen Sevgi Gökçen Erkün Eryılmaz; çilek, çağla ve erik tüketiminin bahar yorgunluğunu aldığını söylemiş oldu.
Bahar aylarının gelmesiyle beraber havalar ısınırken, tezgahlarda da çeşit çeşit renkli meyveler yer almaya başladı. Mevsimsel uyum sağlayamayan bünyelerde ortaya çıkan bahar yorgunluğu için de bu renkli meyveler çözüm olabiliyor.
Çağla fena kolesterolü düşürüyor tansiyonu dengeliyor
Diyetisyen Sevgi Gökçen Erkün Eryılmaz, bilhassa bahar yorgunluğu çeken bünyeler için çilek, çağla ve erik tüketilmesini önerdi. Çağlanın fena kolesterolü düşürdüğünü ve tansiyonu dengelediğini söyleyen Eryılmaz, “Yaz aylarına girmek üzereyiz. Bahar aylarında bilhassa meyvelerimiz daha da şekillenip renklenmeye başlıyor. Mevsim meyvelerinde şu an çağla var. Gelecek aylarda çilek ve erik girmeye başlamış olacak. Çağla kayısı ve kayısı çekirdeklerinin olgunlaşmamış hali aslına bakarsak. B, C, K vitaminleri açısından varlıklı bir meyve. Fena kolesterolü düşürüyor, kolesterolü dengeliyor, tansiyonu dengeliyor. Kolesterol ve gerilim hastalarına bilhassa öneriyoruz bu meyveleri. Kalorisi düşük birazcık da sulu bir meyve. Atıştırmalıklarımızın içinde yer almalı ve tokluğumuzu arttırabilecek bir meyve çağla. Fakat fosfordan ve potasyumdan varlıklı olduğundan böbrek hastalarına oldukca önermiyoruz” dedi.
Çilek kansere karşı koruyor
Çilek tüketiminin sinir sistemini güçlendirdiğini ve bireyi sakinleştirdiğini söyleyen Eryılmaz, “Çilek de A, B, C, K vitaminleri açısından, fosfordan varlıklı bir meyve. Sinir sisteminizi güçlendiriyor. Sizi sakinleştiriyor. Diş etlerinizi güçlendiriyor. Ağız kokusunu gideriyor. Bilhassa diş etleri problemi yaşayan insanlara bilhassa öneriyoruz. Antioksiden deposudur. Kansere karşı koruyucu bir meyvedir. Çilek de aynı erik benzer biçimde kolesterolü dengeleyici, tansiyonu dengeleyici özelliği var. Kalp damar rahatsızlığı olan bireylere bilhassa öneriyoruz” ifadelerini kullandı.
Erik vücuda alınan demiri absorbe ediyor
Erikte C vitamini, kolesterolü ve tansiyonu dengeleyici özelliği bulunduğunu belirten Eryılmaz şunları söylemiş oldu:
“Erikte şu şekilde bir ilgi çekici özelliği var. Erik vücuda alınan demiri absorbe etmekte. Bizim vatanımızda bir oldukca insanda demir eksikliği var. Bu demir eksikliğinin önüne geçmek için erik tüketimine gün içinde muhakkak yer vermeniz gerekiyor. Hem de östrojen dengeleyici özelliği olduğundan menopoz döneminde sorun yaşayan bayanlara bilhassa öneriyoruz. Bu dönemlerdeki ateş basması, sorun birazcık daha minimuma iniyor. Erik de kalp ve damar sağlığına iyi geldiği için gün içinde muhakkak bir porsiyon ölçülerde tüketilmesi gerekiyor.”
Günde 15 dakika muhakkak güneş ışığı görün
Bahar aylarında bilhassa D vitamininin de alınması icap ettiğini vurgulayan Eryılmaz, “Bir porsiyon meyve 60 kaloriye denk gelmektedir. Bahar aylarından bahsederken bizim en çoğunlukla karşılaştığımız problemlerden birisi de şu; kişiler bizlere bahar yorgunluğu şikayetiyle geliyor. Bu yorgunluğu çeşitli renkli meyvelerle giderebilirsiniz. Günlük 30 dakika yürüyüşlerinizi ne olursa olsun yapmanız gerekiyor. D vitaminini günlük 15 dakika almanız gerekiyor. Güneş ışığını günde 15 dakika muhakkak görmeniz gerekiyor. Tertipli beslenmek gerekiyor. Bu süreçte içtiğiniz 1 litrelik suyunuzun içine 1 tane karanfil, nane yaprakları, limon dilimleri, elma kabuğunu ilave ederek vücudunuzun birazcık daha direnç sağlamasına destek olabiliyor. Bunun haricinde abur cuburları sevdiğimiz kısımlar var. Bu dönemlerde en oldukca sorun yaşadığımız konulardan birisi de tatlı atakları” diye konuştu.
Gençlere hususi sandıklı baza seti, yatak ve nevresim ekibi ile vazgeçemediğimiz denim kültürünü yatak odalarınıza taşıyoruz…
En yaygın görüşe bakılırsa, bu denim kumaştan üretilmiş giysiler ilk kere 18. yy da Cenovalı denizciler tarafında giyilmiş. Avrupada süregelen kullanım, sonrasında Ameraka’da meşhur bir kot markasının yaşamımıza pantolon üreterek soktuğu demin kumaş nerede ise her insanın gardrobunun eksiksiz olarak yerini aldı.
Şimdi de İşbir Yatak denim kültürünüz yatak odalarınıza taşıyor.
7’den 77’ye rahatlığına ve özgürlüğüne düşkün, denimden vageçemeyenlere hususi tasarım.
Denim Baza Seti
Style Serisi ürün grubunda bilhassa gençler için düşünülmüş hususi tasarım yarım sandıklı baza çözümüdür. Gençlerin özgür ruhuna hitap edecek, değişik ve hususi hissettirecek bir tasarım üründür. Başlıkta 4 tane cep mevcuttur. Bununla beraber bazada sağ ve sol duvarlarda birer tane, ayak ucunda da bir tane kargo cep bulunmaktadır.
Denim Yatak ile biçim itibariyle birebir uyumludur. Ölçülerine uygun öteki tüm yataklarla da kullanılabilir. Ürün standartında denim kumaşla döşenmiş ahşap ayaklıdır.
Denim Ergonomik Yaysız Yatak
Gençler için tasarlanan Denim Baza Setine Uygun hususi tasarım bir yataktır. Denim kumaş fitil ayrıntısı ile üretilmiştir. Yatağın yan duvarlarındaki kavis denim bazanın kavisi ile tam uyumludur.
Hava geçirgenliği yüksek, süper elastik yumuşak PU-Lateks araç-gereç (32 kilogram/m3) kullanılmıştır. Denim yatak sessizdir, kullanılan pamuklu kumaşlar, dolgu malzemeleri ile terletmez.
Yatak yüksekliği 20 santimetre’dir (±1 santimetre).
PU lateks ile tamamen yaysız olarak üretildiğinden dayanıklıdır, zaman içinde bozulma olmaz, çökmez, terlertmez ve ses yapmaz. Hava geçirgenliği yüksek, süper elastik, yumuşak, poliüretan lateks kullanılmaktadır. Omurganın organik eğimine uygun ergonomik için hususi profil kesim uygulanmıştır.
14. yüzyılda yazdığı İlahi Komedya’da uyku dolu ve bitkin bir vücudu betimleyerek süregelen Dante Alighieri, kitap süresince görmüş olduğu güçlü rüyalarını ve kısa uykularını anlatır.
Kitabın bir bölümünde Dante, dinlenmiş gözlerle uyandığını anlatırken, bir öteki bölümde ise duygularına yenilerek, yere ölü şeklinde düştüğünü betimler.
The Guardian‘ın haberine gore, Bologna Üniversitesi Biomedikal ve Nöromotor Bilimleri Kısmı’nden akedemisyen Guiseppe Plazzi, betimlemelerine bakıldığında Floransalı şairin uyku hastalığından muzdarip olmuş olabileceğini ileri sürerek, “Altı yüzyıl ilkin yazılan ilk bilimsel rapor bulunduğunu iddia ettiğim, otobiyografi özelliği taşıyan yazınsal çalışmasında Dante, narkolepsi ve katapleksiyi tanım etmiştir” diye deklare etti.
Plazzi, “Dante’nin uykularının, rüyalarının, halüsilasyonlarının ve düşüşlerinin hepsine bakıldığında, yaşam boyu devam eden patolojik bir özelliğe ipucu verdiğini ve Dante’nin azca rastlanan merkezi sinir sistemi rahatsızlığı hipersomniye haiz olduğu, mantıklı bir hipotez olarak gözüküyor” dedi.
Plazzi’ye gore, Dante’nin cehennem, araf ve cennete yapmış olduğu yolculuğunu anlattığı destansı şiirinde, bu iki rahatsızlığa dair semptomlar görülebiliyor. Plazzi, Dante’nin “ani rüya-uyanma geçişleri, kısa ve yenileyici kestirmeler, görü ve halüsilasyonlar, bilinçsiz davranışlar, kas güçsüzlüğü nöbetleri ve kuvvetli duygular yüzünden tetiklenen düşüşler” yaşadığını belirtti.
Fransız bilim insanı Jean Baptiste Gélineau tarafınca 1880 senesinde ilk kez adlandırılan narkolepsi, beynin uyku yapısını yönetim edememesinden meydana gelen sinirsel bir hastalık. Narkolepsi insanlarda dengesiz gece uykularına, gün süresince uykulu hissetmelerine ve kimi zaman ansızın düşmelerine niçin olabiliyor.
Uyku insanoğlunun temel ihtiyacıdır. Günümüzün 7/24 “daima uyanık” olan toplumunda ise uyku tehdit altında. Fakat uykusuz kalmış toplumumuz problemi kabul etmeye başladı. Son meydana getirilen bir emek verme uykunun geleceği mevzusunda altı sav oraya koyuyor.
Çalışmanın girişimi meşhur Swiss GDI Gottlieb Duttweiler Institute tarafınca başlatıldı, sürdürüldü ve bu mevzuda İsviçre’li alan kişi Pfister ile beraber Hilding Anders göreve getirildi.
Pfister CMO’su Carlos Friedrich ile kontakt kurduğunu belirten Hilding Anders Almanya, İsviçre ve Avusturya Satış ve Pazarlama Müdürü Rolf Das sözlerine şu şekilde devam etti: “Hikayeyi güçlendirmek için birçok üretici ve perakendeci yerine bir üretici ve perakendeci ile emek verme yapılmasını önerdim. Bundan dolayı Pfister ve Jensen markamızla devam ettik. Emek vermeyi Haziran ayından itibaren web internet sitemizden başlayarak pazarlamamızda kullanacağız. Bunu Pfister ile beraber İsviçre’de reklamlarda da kullanmayı düşünüyoruz.”
Emek verme, uykunun geleceği hakkında altı tane sav sunuyor:
1. Uyku, temel bir ihtiyaçtan bir yaşam seçimi sorununa dönüşecek. Uyku davranışı daha çok ilgi çekecek. Bunun şimdiden, mesela -gelecekte rahat bir yatağa yatırım yapmak kadar naturel bir şey olacak olan- uyku standardını dijital olarak ölçmek için meydana getirilen teknik yeniliklerde kendini gösterdiğini görebiliriz.
2. Başarı göstermiş kişiler, yöneticiler ve benzerlerinde fazla uyumak yeni bir statü sembolü haline geliyor. Uzun süre uyuyanlar artık alay mevzusu olmuyor yada tembel kabul edilmiyor. Uykuya itina göstermek hırs ve yaratıcılıkla eş anlamlı hale geliyor.
3. Güç uykusu denen gün ortası uykusu enerji veren atıştırmalıkların yerini alıyor. İç saatimiz gün ortasında kısa bir toparlanma periyodu için ayarlanmıştır – bilim, gün ortasındaki kısa uykuların günün geri kalanı süresince verimliliğinizi arttırdığını kanıtlamaktadır.
4. 3. Madde uykunun artık yatak odanızla sınırı olan olmayacağı anlamına geliyor. Güç uykusu, daha geniş çapta kabul görmesi için (Avrupa’da bile) kamusal alanda var olmaya doğru ilerleyecek. Mesela uyku maskeleri, şekerleme yastıkları ve hava limanlarındaki uyku kapsülleri vasıtasıyla.
5. Bitkinlik aşırı şişman olmanın yerini alıyor. Kafi uyku almak bir kamu sağlığı meselesi ve uyku önleyici sıhhat hizmetinin merkezinde yer ediniyor.
6. En iyi sporcular ve spor dünyası tarafınca keşfedildiği şeklinde, kafi uyku alınması başarı için mühim bir etken haline geliyor. Kısacası, uyku performansın optimize edilmesi için mühim bir vasıta olarak kabul ediliyor.
Emek verme bununla beraber uyku şekillerinin (ve uykuya yönelik tutumların) yüzyıllar içinde iyi mi değişmiş olduğu mevzusunda garip bilgiler veriyor. Ek olarak uykuyu getirmek için çeşitli yavaşlatma ürünleri, uyuma araçları ve kamusal uyuma etkinlikleri şeklinde yeni “pazarların” ortaya çıkacağı tahmininde bulunuyor.
İnternet sitelerinde ve toplumsal medyada kullanabilecekleri oldukça sayıda garip bulgu bulunduğunu belirten Rolf Das sözlerine şu şekilde devam etti: “Buna ilave olarak, projede Pfister ekibi ile meydana getirilen oldukça sayıda çalıştay yer ediniyor. Bundan dolayı bu ortak teşebbüsün müşterimizle ilişkimizi güçlendirdiğini hissediyoruz.”
Tüm gün yoruldunuz ve deliksiz bir uyku için yatağınıza yattınız sadece ne gariptir ki ne kadar bitkin olsanız da vücudunuz uyku sinyalleri verse de yatakta dönerek duruyor ve bir türlü deliksiz bir uykuya dalamıyorsunuz. Yatağa yatmak ile uykuya dalmak arasındaki süre kimi vakit tüm günün koşturmasından daha yorucu olabiliyor. Uyku hastalıklarının ilk evrelerinden önde gelen ‘’yatakta dönerek durmak’’ evresini en kısa süreye indirmek ise küçük detaylarda gizli saklı…
İşin sırrı ruhunuza sakinlik ve refah katacak kokularda saklı. Sizi anlayan bir koku gece süresince rahat bir uykunun tadına varmanızı sağlayabilir.
Lavanta
Şüphesiz ki lavanta, bu kokulardan en bilineni. Lavanta yalnızca kısa sürede uykuya dalmanıza destek olmuyor, bununla birlikte deliksiz bir uykunun kapılarını aralıyor. Yatmadan ilkin lavanta jeli, yağı, tütsüsü ya da yastığınıza sıkacağınız kokusu ile algılarınızı rahatlatacaktır.
Roma Papatyası
Çayını da çoğunlukla tükettiğimiz papatya rahatlamaya, sakinleşmeye ve gevşemeye destek olarak dingin bir algıyı bununla beraber getiriyor. Hafifçe çiçeksi aromasıyla sizleri başka diyarlara götürecek roma papatyası, kaygı hissini ortadan kaldırarak deliksiz bir uyku için lüzumlu olan tüm şartları elde edecektir.
Sandal Ağacı
Stres faktörlerini refah dolu deneyimlere bırakan sandal ağacı, rahat uykuların olmazsa olmaz kokuları içinde içeriyor. Tabiatın rahatlatıcı tesirini her solukta odanızda hissettiren sandal ağacı kokusu ya da yağı daha dinç uyanmanızda da etkili bir rol oynayacaktır.
Portakal Çiçeği
Pek oldukca parfümün içinde yer edinen portakal çiçeği, rahatlamayı elde eden en etkili kokulardan biri. Hafifçe fakat etkili kokusuyla hipertansiyona da iyi geldiği malum portakal çiçeği ile refah dolu bir uyku sizleri bekliyor.
Yasemin
Yasemin yalnızca uyumak için değil, uyanmak için de pek oldukca kişinin tercih etmiş olduğu kokuların başlangıcında geliyor. O şekilde ki geceleri stresten meydana gelen uyku bozukluklarına iyi gelen yasemin, sabahları ise istediğiniz saatte uyanmanızı sağlıyor.
